26 Mart 2010 Cuma

alfie benim bizzat ben !


Dün bir film izledim ALFİE !

çok gariptir ben ne yaşarsam o gün bir film seçiyorum gayrihtiyari ve sanki cevap verir gibi tokat iniyor suratıma ..

yine aynısını yaşadım alfieyim ben bizzat benim işte o !

jude lawla kendini özdeşleştiren tek kadın benimdir heralde ve sanırım bi zenciden melez bi çocuk doğurma ihtimalimde pek az ama tema günün havasına uygundu.

sonumuz benzemesin nerede duracağımı bileyim yeter dedim kapatırken ..

önemli olanda o değilmi zaten radara yakalanmadan hızı kesmek bunu yazarken saatte kaç km hızla gittiğimi hesaplarken buldum kendimi

stop !

she´s talking of tranches of truncheons in battle

geyiğin dibine vurduğum şu dakikalarda 'ammaaaan hayat bize güzel be neyi takıyosun' diyorum.


sonra dünkü telefon konuşmam hatırlıyorum herşeyimiz tamam tam istediğimiz gibi yaşıyoruz neyi yanlış yapıyoruz da yanlızlığı bukadar derin yaşıyoruz sorusu geliyor aklıma düşünüyorum..


söyledikleri var ! herşey tamam olduğu için eksik yaşıyoruz diyorum.


birşeyler ters gitmeli ki ne yaşadığını sorgulama yaşa öylesine saçma sapan kafa yor !






ah marlyn abla keşke hiç ölmeseydin

25 Mart 2010 Perşembe

bir tatlı huzur almaya geldim


hayal kurmak bile istemediğim zamanlardayım
derinlerde her ne yaşıyosam dünyama pek iyi yansımadığı apaçık!
herşey flu ve yuvarlak geliyo nasıl bir tasvir olduğu konusuna dahi takılacak kadar sıkılganım
yakın zamanlarda ardarda yaşanan 'üstüste gelme sorunsalı' ile boğuşmaktayım.
kumanda bende olmayınca altında kalkabilinecek gibi durmuyor açıkçası 'tamam halledicem ' klişe lafım bile çaresiz suratıma bakıyor.
düşünmicem napayım buda böyle olsun derken plağımı başa sarıp tekrar aynı şarkıyı mırıldanıyorum
-büyüde gel çocuk büyüde geeeeeel hadi o yolları yürüde gel !

24 Mart 2010 Çarşamba

başkalarının bakışlarında güzel bir acımaya dönüşen çirkinlik

Önemli kararların alındığı tarihler...
Dünyana kalıcı birşeyler katma çabası, kazımak,tarih sahnesinde yerini almasını sağlamak.
Bitişler,geri dönüşler...
Uzunca bir zamandır süre gelen belirsizliğin hemen sonuna noktanızı koymak, buna cesaret etmek ruhunu teslim eder gibi hissetmek, ama hala nefes almak !
İleri görüşlülük konusunda şu aralar yaşadığım problemlerin sonucunda beni durduran hayal kırıklıklarım var.
Herşeyin altında neden aramama sebebiyet veren, kendini bulamamış, sözcüklerinden emin olamayan bir ben var.
Başkalarına 'yapma'ları anlatırken 'yapma'larımla doluyum.
Ruhsuzluk,acıma duygusundan yoksunluğun baş alıp gittiği o zamanların aniden önüne çıkan duvara toslamasıyla son bulan devir.
-Başını alıp en uzağa gitme isteği..
O sandığa girip gençliğinden kalan bir dantel gibi sararmak, unutulmak ama tavan arasında varlığından emin beklemek ihtiyaç duyulup, yıkandıktan sonra bembeyaz en baş köşede yerini almak.
Hep 'en'lerde yaşıyorum uçlarda.. florasan gibi gözümü alır, kendi insiyatifimle yaşarım ,yine kendi kararlarımla son verir, acımı en derine indirir tekrar görmeye başlarım. Her bitişimde mutlaka bir hatırat bırakırım hayatıma SOMUT/GÖRÜLESİ..
Bu yazıda bir bitişin hatıratıdır. Güzel yaşanmış dozunda bırakılmış arada kalan ve habersiz son bulan bir anının geleceğe bırakılış biçimidir.

Bu bana 4 gün sonra bilmem kaç ay oldu dedirten bir ruhun huzura erişidir.

23 Mart 2010 Salı

Dur daha kokusu çıkmadı

Dün yapılan ciddi konuşmanın akabinde yazılmaya değer bir kaç konu buldum.
1.si çok klişe ama hala işin içinden çıkan görülmedi 'erkekten dost olurmu?'
2.si yapığın şeyin arkasında duramayanların neden bukadar cesur hareket ettikleri?
erkekten dost olurmu paradoksunu ki bence ciddi bir paradokstur. lise yıllarımdan beri sorgularım her zaman çok az sayıda kız arkadaşla hayatını sürdüren ben bunun cevabını bulmaktan içten içe hep korkmuşumdur.
Yanımızdakilerin anlık dikkat dağınıklıkları içimizdeki şeytanı uyandırmamalı . Sorun bu işte en küçük kaçamak bakış ona kendimizi açmamıza , küçücük dokunuş yada bi çift laf yoketmemize yeter.
evet geldik en nihai yere birlikte yapılan herhangi bi eylem için karşındakinin ben seni suçlu görüyorum demesi şu yazıyla birlikte yaşanılanların saçmalığını ortaya koyan yegane cümle hani -YAPMA be bunu demek için içiniçini yediği durum.
Kimse geçmişte yaşanan şeyin doğruluğu yada yanlışlığı konusunda karar verme yetisene sahip değildir. kime göre yanlış kime doğru bu herzaman ne gökte nede yerde kalacak bi söylemdir havadadır asılıdır ve indiremezsiniz. Belli bir zaman geçtikten sonra ve artık herşey eskiye dönsün gibi iyi dilekler içindeyken acaba olmasamıydılara döndüğün an bütün hayatını hizaya dizdiğin ana tekabül eder.
İLK KAT
-Pişmanlığın başlangıç evresi
Yaptığın yanlışta tek taraflı bi farkındalık söz konusu değil ama pişman olunacak da bişey yok ozaman bir seçeneğe indirgeyebiliriz senin umursamazlığın onun unutmamasına neden olur ve acısını çıkarmak için en iyi diye nitelendireceğimiz insancık bile bişekilde intikam peşinde koşar ve mutlaka bi yerden acısını çıkarır.
sen eğer bunun farkındaysan garibimin anca sürecini uzatırsın olacakla öleceğe çare yok !

İKİNCİ KAT
-revizyon
Kendini bulduğun , boşlukta olmanın artık kar etmediği, ne istediğini bildiğin güçlü kadın olma evren -bir süreliğinede olsa-
oda kim ?
herkes haddini önce bi bilsin !
havalarından yukardan halkını selamlama modundasındır fazlada bişey söylenmez sanırım bu dönem için
YENİLENME İŞTE ARINMA bi süre yasaklara ara vermek kendini tutmak !!

ÜÇÜNCÜ KAT
-dön bebeğim maziye
tekrüre, hayır !
ima, olacak iş değil
unutmak, mümkünatı yok
sonuç, hüsran !

yürü hüsran biz buraya fazlayız gidelim...

15 Mart 2010 Pazartesi

olur öyle arada

Güvendir sanırım önce gelen insan ilişkilerinde.
hep birine dayanma isteği kuyruktur peşinde bazen bir kedi misali düşman bellersin bazen de altına alıp sıcacık uyumak..
Ama her kim olursa olsun daima şüpheyle yaşarsın 7sinde farkettiğin hayata 70inde son verirken bile hep aklındadır soru işareti.
Hayatın içindeysen ve orda kalmak istiyorsan bunada alışırsın istemesen, boyun eğmesen de sen o düzlemdesin ve sıfır noktasına doğru yaklaşıyorsun.

dilimi bilmediğim bir ben

Beyaza bikere daha aşık oldum burda gözleri kör edicek kadar aydınlık beyaza, bütün kirlenmişliklerin tek örtüsüdür kar.
Masumluğun iyiliğin temsilcisi göstergesidir adeta.
Bir tren camının ardında beyaza aşık olmuş bulursunuz kendinizi
-Derin ve acıklı bir aşk hemde durdurmak istersiniz zamanı...
Bıraksın akrep yelkovanla yarışmayı da gelsin şöyle sıcacık yanınıza otursun istersiniz.
3 saatlik zaman diliminde takılır kalırsınız geçmişinize nerdeydim neyaptımlarla uğraşırsınız hep uğraşırsınız özgürlüğünüzün tadını çıkarmak varken
Hakkaten neyaptım bu yaşıma kadar ben?
Kalıcı ne bıraktım geleceğime?
Hiçbişey dememi bekledim ama ne çok anı bırakmışım oysaki ne çok yaşanmışlık bir tanesinden bile pişmanlık duymayan bir ben varmış megerse ne mutluymuş bana !!
ne arkadaşlar ne aşklar eskitmişim bu ana ne maceralar ne hıçkırıklar bırakmışım yarına ben ben olmuşum daima ..
Çocukluğum.. ne kadar kendimmişim ne güzel geçirmişim ,ergen halim ne sakin ne kadar doluymuş beynim ,gençlik -devam eden gençliğim- üniversite yıllarım diye tabir edeceğim o güzel zamanlarım asiliğim uçarı yarına ne oluru düşünmeden kafama koyduğumu yapışlarım ben imrenelesi mutluluklar yaşamışım ben imrenelesi yokluşlar üzüntüler yaşamışım
iyiki yaşamışım!