1 Aralık 2011 Perşembe

Ölüm Pornosu/Snuff


Chuck Palahniuk, dövüş kulübünü yazan en iyi yüz romancıdan biridir. Wikipedianın yalancısıyım. Ancak kitaplarında kullandığı argo terimler, öfkeli tarzı, kimsenin el atamayacağı konuları işlemesi ile bence pekte haksız sayılmazlar. Kitabı alırken düşündüm ismi bizim aslında yabancı olmadığımız ancak yabancılaştırıldığımız, fısıldayarak telafuz etmek durumunda kaldığımız tehlikeli o sözcüğü barındırıyordu. PORNO !
kitabın kapağı ve ismi içeriğinin sadece plesentası ilk sayfayı çevirdiğinde 'ayıp' kelimeler yığını "dan" diye kafana iniyor ama diyorum ya içinde hayat olduğu zarı yırtılınca çıkacak keza 24 saatte 190 sayfalık bir ölüm pornosunu elinizden bırakamıyorsunuz.
Bir kadın ,Bir erkek, giderek çulsuzlaşan iki porno yıldızı, Zelda Zonk ve 600 tane farklı cins 'erkek' 24 saatte 2 intihar. İlgi çekici bir çok hikaye tek konu altında nasıl etkileyici anlatılır ? 2 gün oldu bitireli ama hala aklımda bütün sayfaları..
Ben bunları bir heyecanla yazarken yaşadığım topraklarda bu kitabın çevirisini yaptıkları için yayın evi sahibi ve çevirisini yapan yargılanıyor. Tecavüzün sınırlarının yumuşatıldığı, kadını da erkeği de saksılaştıran canım ülkem ana fikri anlamayıp adında porno mu geçiyormuş hemen iddaname hazırlana tavrından asla kurtulamayacaktır.

28 Kasım 2011 Pazartesi

Görmek bir kum tanesinde bir dünya,Dünyayı bir kum tanesinde görmek

Masumiyet klişelieşmeye mi başladı , masum bi oyun mu? Oyun içinde masumluk mu?

Kadın erkek ilişkilerinde karşındakinden halihazırda olandan çok ısrarla aranıp bulanamayan istenir. Anlaşılması zor bir cümle olduğunun farkındayım buda durumu daha gerçekçi yapıyor. Anlatmak istediğim, hayatınıza almaya karar verdiğiniz adamı tanımaya başlarken önce dörtte dörtlük görürsünüz evren bütün nimetlerini onun üzerinde toplamıştır. Bu zamana kadar ne istediyseniz hepsi biçilmiş kaftanınızdadır. Sonra bulunduğunuz ortamın rengine bürünmeye, alışmaya ve yavaşça görünmez olmaya başlar 4te 3lük kısım eh işte dediğiniz 4te 1lik kısım ise keşke buda olsa oda olsaydı dediğiniz kısma dönüşür. Hayat daha gri daha sefildir. İşte asıl mesele bundan sonra başlamaktadır en başta var olduğuna inandıkların hiçbir şey ifade etmiyordur ve hoşuna gitmese bile karşındakinde bulunmayanı tespit edersin ve ‘olmazsa olmazım’ dersin. Biz bunları düşünürken, uygulama alanımıza dahil ederken yanımızdan geçip gideni fark edemez olduk. MASUMİYET !

Büyüdükçe kaybolandır, suçsuzluk, günahsızlıktır. Adına yüzlerce film çekilen bir çok film repliğine, şarkı sözüne konu olan kimsenin objektif olarak açıklayamayacağıdır. Özneldir, özün ta kendisidir. Aşktan daha ileridir bence aşkı her insan en azından bir kere yakalasa da insan masumiyet ruhunda yoksa ilelebet bulunamaz, yaşanamaz, hissedilemez.

21. yüzyılın son kuşağı olan bizlerin çok gerilerde bıraktığı bu sözcük kadın erkek ilişkileri karmaşıklaştıkça, romantizm yerini oyunlara bıraktıkça her derin sevginin, bağlılığın altında seks yattıkça masumiyet atalarımız gibi nur içinde yatacak biz sadece ah nerde o eski aşklar diyerek iç çekmekle yetineceğiz.

15 Kasım 2011 Salı

i couldn't explain why

Yazmaya çabalarsın elin klavyede gezinir, harfleri sayarsın ,yerlerini belleğinde tutarsın ama iki kelimeyi yan yana getirip cümle kuramazsın işte o sancılı dönemdeyim.
Bigün bunu da atlatacağım umuduyla..