14 Kasım 2010 Pazar

and they lived happily ever after


dizginlemek;

her dakika aklinda olani, yapmak için delirdigi seyi yapamamak, yapmamak. sözcükleri bile bile kendi bogazina dizmek. elini uzatip geri çekmek. bi yerde baskalarina zarar vericeni bildigi isteklerinde vazgeçmek

anlamına gelir.
Bu tabirle o kadar içli dışlı olmuşum ki ayaklarımı ıslatan suyun farkına büyük bir parlamayla vardım. koca koca yıllar olmuş yaşanmışlıklarımız tükenmişliklerimiz kucak dolusu sevinçlerimiz gözyaşlarımız birikmiş hepsini bir tekmeyle savurmaya kalkmışım ağırlık çökmüş yerimden kalkamamışım.

Eski resimlere baktım birlikte aldıklarımıza sakladıklarımıza, kuytuda kalan anıları açtım koydum yatağımın üstüne hızlandı nefesim düğümlendi boğazımda sustuklarım..

Bu defa kaçmayacağım beni lal eden neyse onun için savaşacağım konuşmak, yeniden sesimi duyurmak için bir arada kayıtsız şartsız güven için ne gerekiyorsa yapacağım diyorum da benim gücüm yok artık slow motion ilerlesin herşey derken koşturamam yine ben nerde ben olucam ? keşfe yeni başladım tekrar nostalji yapamam ki kimliğim aynadan yansırken sen,siz istiyorsunuz diye sürüklenemem ki
şu an bile arayıp sana sormak geçiyor içimden elim telefonda parmağım hissiz affet beni ..

bu bir özür yazısıydı senle beni bu hale getirmenin verdiği vicdan azabıydı tıktık sesleri ben değiştim siz aynı kalırken.
ÜZGÜNÜM !!
bize yaptıklarımdan
seninle olamadığımdan
bir daha nasıl olacağımızı bilemediğimden dolayı üzgünüm

13 Kasım 2010 Cumartesi

butterfly effect


sonunda kalemi elime aldım ..
yazacak o kadar şey birikmesine rağmen kendimle verdiğim amansız mücadelelerle bilmem kaç aydır yeni kayıt kısmına dahi ulaşamadım.
şuan heyecan korku ve bunun gibi tarifsiz bir sürü duyguyu aynı anda yaşıyorum.
geçtiğimiz 3 ay içerisinde hayatımda ne değişti diye düşündüm bugün elimde avucumda kalmayan bir yığın gereksiz ayrıntı ,tüketilmişlikten başka hiçbir şeyim yokmuş.
yine aşık oldum ..
olduğumu mu sanıyorum yoksa tarihe yazar mıyız bu defakini bilemem ama karnımda özenle beslediğim kelebeklerim var ömürlük bunlar hemen ölmeyeninden
sabırsızım işte !
hayatım boyunca olsun diye sukunetle sabırla bekleyemedim ben buda hemen suracıkta olsun istiyorum sensiz gunum olmasın diyişini duymak istiyorum özledim desin sadece dokunsun istiyorum. aslında ordan bakılınca çokta fazla bişey istemiyorum takdir edersiniz ki ama burdan bakılındığında hadi kızım daha çoook yolun var diyorum kendime
sizinle beni ayırmakta yapıyorum yanlışı belkide ama bu saatten sonra bana uçmayı öğretmekle eşdeğer olur öbür türlüsü de .
birde çalkantılı bi dönemdeyim üstüne benimle alakasız bir sürü karışıklığın göbeğindeyim eski can bugün arkasından el salladığım su dökmeye bile yeltenmediğime dönüştü çok acımasız yaşananlar ..
kafamdan geçen bir çok şeyi iki satırda birleştirmeye çalışırsam nevrotik olup çikarım işte böyle

olucak dedim yaptım olucak

sabır sukunettir biraz sessiz ol !

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Hüzünlenerek sevindim bugün

Sinirliyim kendime artık !
kapalı kutu vasfını bir kenara bırakmalı dilediğimce yaşamalıyım insani duygularımı .
ağlatıldım bugün çok içten isteyerek ağladım hissettim içimde acıyı uzun zaman sonra ilk kez bıraktım kendimi hemen akabinde güldürüldüm bugün kayıtsızca ağlayarak güldüm yanımda olmayan ama hep yanımdaki sayesinde üzüldüm bugün tutmadım içimde bırakmadım akışına bu sefer kustum nefretimi paylaşmak durumunda bırakıldığım sayesinde mutlu oldum bugün.kendimin bile farkında olmadığı kalkanlarımı indirdim bugün , bereketli topraklarımda yürüdüm çorağı geride bıraktım bugün.
15 saate küçük bir dünya sığdırdım bugün.

bugün x 7!!

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Biz kimiz ki !?



Çok isyan eder kabıma sığamaz oldum buara.



Her çıkan haber duyduğum yeni bir aykırılık beni gitgide depolitizasyona sürüklüyor. herkesin nereye gittiğini görerek kolunu bile kıpırdatmadığı bir dünyada yaşıyoruz doğanın düzeni -ki bence kolayın kılıf giydirilmiş hali- böyle diyerek hergün hepimiz adaletsizliğe göz yumuyoruz. sokakta gördüğümüz bir dilencinin ,haksız yere canı yanmışın ,emeği hiçe sayılmışın gözlerinin içine bakarak 'iyi akşamlar karanlıktasın ' diyoruz.



Keşke yüzümüz kızarsaydı şuan ki sinirim belki beni aşmamış olurdu.



32 yıl önce bugün gene proleteryanın bayramıydı gene taksimdeydiler gene kutlamalar yapmak bugünü doyasıya yaşamak için toplanmışlardı. hala nerden açıldığı bilinmeyen* silahlı saldırı cansız yatan canlar bir katliam düşündüğümde şuan hala canımı acıtıyor hıçkırmama neden oluyorsa evet katliamdı bu yaşanan en büyük insanlık suçuydu kimsenin yargılanmadığı altı eşelenmediği tam da türkiyeye yakışır tarihin kara lekesiydi.



bugün 1 mayıs 2010 da yeniden taksime çıkan işçilerimiz şendiler zafer onlarındı bunca zaman sonra onlara ait olanı geri almışlardı. bizi emeklerini, insanlıklarını , eşitlikçi ruhlarını doya doya yaşamaları gerekirken elimize gözümüze bulaşan bir bayram daha atlattık. ATATÜRK'ÜN bize bıraktığı bir kara parçası üzerinde çeşitli siyasetlerle kardeşliklerini unutan insan ordusu yüzünden yasağa yasaya kurala uymadan anıtına saygı duymadan belki başarmışlığın verdiği tatminle geleceğimize bırakacağımız güzel bi kaç hatıra gene yoktu elimizde.



biz önce ne istediğimize değil ne istemediğimize karar verip geçmişimize ve geleceğimize sahip çıkarak gerçek bir millet olacağız işçi bayramı diye ATATÜRK'ÜN anıtına tırmanıp bir bez parçasını sallayarak değil !

28 Nisan 2010 Çarşamba

zsazsazsu


Deli gibi izlediğim hatta bir, iki kereyle de sınırlı kalmadan izlediğim tek dizi sex and the city'nin 5. sezonunda sadece zazazu'ya ayrılan bi bölümü var 6 sezon içinde en cok zevk alarak izlediğim bölümdür heralde.


O karında hissetiğin ağrı, kelebekler falan sürekli gülme vakası, herşeyi iyi görürsün 'pırpırsın' işte ya nasıl güzel anlatmışlar. Ayrıca bu kelime cuk diye oturmuş durumun üstüne şu ara o kadar sık kullanıyorum ki yazma ihtiyacı hissettim kendimde !


Her dakika aklına gelir en son duruşu sana bakışı gülümseyişi kokusu ne biliyim herşeyi gözünün önündedir. Zazazu'nun sıkıntılarıda var özlenir bidaha ki karşılaşma o heyecan beklenir gerçekleşmezse gecikirse bişey olursa hayalkırıklığına uğranır.


Aslında ilişki karmaşasının en güzel zamanlarıdır ya kıymeti bilinmez kimsenin kimseye hükmetmeye çalışmadığı, durumun ciddiyetinin farkında olamama şüpheli zamanlar..

keşke yaşanan bütün birliktelikler hep zazazu durumunda kalsa hayat ozaman gerçekten yaşanılası biyer olmazmıydı ?


EVERYBODY SMİLEEEE !!!!

13 Nisan 2010 Salı

adına biz diyorlar

Akşam üzeri uzuuunca bir metrobüs yolculuğunda düşünmekten sıyırma evresini henüz tamamlamadan verilen cevaplar sorulan sorular yeni sorunlar yeni cevaplar tatminsiz sorumluluklar tatminsiz cevaplar bilinmezlik karmaşa


-öz aklıma ne geldi biliyormusun ? ben ondan sonra hiçbir erkek için gözyaşı dökmemişim şaka gibi değilmi? atladığım bişey var mı ? aklıma gelmiyor.

-evet hiçbiri için ağladığını hatırlamıyorum.

-şaka gibi cidden ben duygusuz bir salakmı oluyorum sence? hiç aşık olamayacakmıyım ben ?

-en iyisi be delimisin ? ben .. için ağladım aşıkmıydım tamamen salaklıktan !

-orası öyle tabi ! Bilemedim ki kendimi gözü kapalı kimseye bırakamıcam diye korkuyorum. Yeni farkediyorum ben karşımdakilere açıkmışım gibi görünüyorum oysaki tamamen kapatmışım kendimi ! en iyi tanıyanı beni, yaşayan bile aslında hiçbiseyimi görmemiş, yaşamamış e bende doğal olarak "huzurlu mutluluk" yaşamamışım !!..

-evet bizim ilişkiler o noktaya gelemeden bitiyor.İlk görüşte aşk bir kere olur onu da yaşadık sıra yaşanmışlıklar üzerine aşkı oturtmakta ama o dadoğru insanı bulamadığımızdan olmadı bu zamana kadar. Sen ya sevdin .... mesela yada arzuladn aşık olmadın vazgeçilmezin olmadı bence bu yapı meselesi sen anca eşim dediğin adamdan vazgeçemezsin !
gitmelere çok alıştık t.

-evet başlamadan ne zaman biter acaba diye bakıyoruz bence bütün sorun burda aslında biz kafamızda onu o konuma ciddi ciddi oturtmuyoruz.Doğru adam diye bişey yok herkes doğru adam sen doğru yoğurduktan sonra bencede vazgeçilmezimmiş gibi görünen vazgeçilecek insanlarla yine bisürü anımız olacak ama hep bilicez aslında o olmadığını ne kadar acı ya işte bunu düşündüğümde iyiki yanlızım diyorum iyiki dayandığımı sandığım bir karşı cins yok yanımda !

-aynen öyle yanlızlık hayatın kendisi zaten doğal akış içinde aşk, tutku, alışkanlık vs.
adına birşey diyeceğimiz sebepten yanımızda birileri olacak ama yine yanlız olucaz yine yanlız !
ve bunu anlamamıza yarayan şey acılarımız garip olan bu. yaraların üstü hemen kapatılıyor can yakmıyo artık formülü var .

-herkes mi böyle peki ? herkes mi acaba sadece "mutlu gibi" görünüyor?

-evet aynen öyle e mutluluklarda mutsuzluklar gibi geçici bu dünyada ne kişi, ne olay ,ne zaman herşey geçici değişken. bizim sorunsalımız karşı cinsle! bu türden sorunları olmayanların da farklı dertleri var iş,aile, vs.hayat küçük mutluluk oyunlarıyla cazip hale getiriliyor olay bundan ibaret!

-ozaman doğru adama inanmıyorsun sende ? hatta aklının ucundan bile geçmiyor?
benim içimde hala bi umut var aslında gerçeği bilsem ve ilk kez kendime itiraf etme cesareti gösteremesemde ben farkına varmadığım halde kendimi açtığım 'o'nu bulucam !!
Yalan söyledim bakma bana bunların hiçbirinin olmayacağını biliyorum. çünkü şansımı kullandım şimdi sıra diğerlerinde birini düşünürken heyecanlanmak istemek ,hissetmek çok mu zor?

ÇOK MU ŞEY İSTİYORUZ

9 Nisan 2010 Cuma

arada kalma sendromu vb

Karmaşıklığın kol gezdiği bugünlerde napacağına şaşıran bir ben miyim acaba ?
son duyumlara göre ben insanları kendimden uzaklaştırıyormuşum yada uzaklaştırılıyorlarmış nedeni çok garip, umursamaz tavrımmış e aslında herkesin istediği iyi karakteristik özellik sınıfına tabi değilmiydi ? yanlış nerde?
o zaten alınmaz ! kafasına göre nasıl hissediyosa durumunda rahatsız olmaya başladım sanırım bütün sorularım burdan kaynaklı cevapları nerde bulucam? sıkıntının başladığı nokta burası.
işte görünmez olma isteğim yine değer kazandı direk hisse mi çekip karlı mı çıksam !?