11 Şubat 2009 Çarşamba

Yağmur

sıkıntıda midenin bulandığı bir dönem de gökyüzünün turuncu hali, yağmurun ağır inişi bütün döküntülerini bir anda onarıyor. o kadar derin o kadar emin yağıyor ki bir yandan pencereden giren tatlı esinti içinde olmak istediğin romantik bir film sahnesine dönüşüyor.
insan bunca huzurlu şey arasında nasıl kapalı havaya isyan edebilir?
böyle dönemlerde tek dayanak sigara bile gelmiyor akla !
Allah'ın işi işte kirini pasını yağan yağmurla temizleyiveriyor.
ya yağmurdan sonra ki dinginlik 'bu günlük işlem tamam havası' işte o hissettiğin ve kocaman bir boşluk...
herşeyayaklarının altında sen kuş gibi hafifsin suratını rüzgar yalıyor sen uçuyorsun ilerledikçe bir daha ayakların yere bassın istemiyorsun en olmak istediğin yerdesin işte bu dediğin adamlasın o dudaklarında heryer bulanık bir tek O ve SEN varsın ruhun yeni doğmuş gibi apak huzurlusun daha ne olsun diye düşündüğün nadir anların keyfini çıkarıyorsun.
uyanıyorsun dinliyorsun sesi ufak ufak cama çarpışını bu ses hatırlatıyor sana sigarayı yakıyorsun ilk nefesin de daha net anlıyorsun temizlenme isteğini tekrar çıkıyorsun dışarı bu gece karanlığında yalın ayak ıslak toprak kokusuyla ağır ağır yol ortasında yürüyorsun kafandaki tek düşünce hayır düşünce yok yanlız ve ıslanarak yürümek sadece !
farkına varıyorsun 'mutluluk' en büyük armağanın kendin...
belki çoğu insanın birkaç su damlası diye baktığı aralıksız yağan yağmur son gününde hikmetini gösteriyor sana kendini farkettiriyor. bu ne olağanüstü bir haz ki sen biraz geç mi kaldım bunu hissetmekte diye aklından geçirmeden edemiyorsun .
yağıyor hala ve yağsın yağmur biiiiirrrrrrr sürü yağmur.

6 Şubat 2009 Cuma

bana özel

cem adriandan ilk dinlediğimde bu şarkıyı çığlık atmak o an kalp atışlarımı herkes duysun istedim
nasıl büyülendim nasıl etkilendim gözlerim nasıl doldu herkes görsün istedim.
o ne güzel bir müzikti !
herkes bu şarkıda bişeyler bulmuştur herkes isyanını aslında içinde varolan düşüncesini onda dinlemiştir.
hep kalbimde kulağımda kısaca bende özel !
bu şarkı sadece bana özel ...

BANA ÖZEL
Bu şehirde bir kadın var, adı bana özel bana özel.
Elleri var küçücük, yüzüyse çiçeklerinden güzel çiçeklerinden güzel..
Kimse bilmez benden başka, bir kalbi var kocaman ama bana özel bana özel bana özel..
Bazen kızar dünyaya ama sadece kendini üzer kendini üzer..Göremezler göremezler..
İzin vermese asla üzemezler üzemezler..Çözemezler çözemezler..
Onun bir düşü var ki; asla asla bilemezler..Onu neden sevemezler..?
Bilemezler.. Hiç hiç sevemezler..Bazen bakar gökyüzüne o, bulutları izler bulutları izler..
Kuş olup uçmak, kanat çırpmak, o bulutları geçmek ister geçmek ister..
Yemyeşil çimenlerde sırılsıklam koşmak ister,Bu gri şehrin tüm yollarını rengarenk boyamak ister.
Göremezler göremezler.. Kalbindeki elmasa erişemezler..Çözemezler çözemezler..
Onun bir düşü var ki asla asla bilemezler..Onu nasıl sevemezler..?
Bilemezler.. Hiç hiç sevemezler..Göremezler göremezler..
kalbindeki elmasa erişemezler.çözemezler çözemezler..
onun bir düşü var ki asla asla bilemezler..
Onu nasıl sevemezler.. bilemezler hiç hiç sevemezler
Şimdi o, kanatlarını rüzgara açmış, dur diyemezler diyemezler..
Yıldızların arasında o kadar parlak ki onu seçemezler seçemezler..
Başka sularda o şimdiBaşka rüzgarlar arıyor,Başka yollara yürüyor.Başka... Başka...

5 Şubat 2009 Perşembe

Yol

Karstan Iğdır'a uzanan geçerken ermenistanın dış köyleri görünen uzadıkça gözüm de büyüyen yol!
seni benden ayıran bir kaç saatin üstüne eklenen bir o kadar saat daha hasretime uzadıkça gözümde büyüyen yol!
ağacın nadir bulunduğu adeta bozkır havasında ki vilayetten küçük eskiden müstakil bahçeli şirin evlerden yeni , güya modern yaşama geçişi temsil eden betonarmelerin büyük yer kapladığı ovama kimilerine göre allahın unuttuğu yere, memleketime geçen gözümde büyüyen yol!
sen olmayınca sürekli önüme çıkan bir sürü yol!
sürekli karşıma çıkan ve gün geçtikçe uzayan amansız yollar birgün biter umuduyla sabrettiğim özlem ve bağlantılı yine bu yollar seni karşıma çıkaracak ve ben o meleği otobüsün camında gördüğümde belki günü geldiğinde seveceğim yollar...
hayallerimin arkası yarın yine seni düşlediğim bazen bitmesin istediğim yollar...
hep seninle bitecek yollar...

Cactaceae

İnsan bir kaktüse baktığında nasıl mutlu olur ki ?
İlk radyasyon dolayısıyla evimize giren küçük dikenli çirkin bitki kaktüs …
Her gördüğümde kayıtsız kaldığım hatta zaman zaman çok gereksiz bir canlı olduğunu düşündüğüm bu bitkiye bile kanım kaynadı düşünün işte ZAMAN ,alışkanlık ,rutin göz kaymaları ilgi beklemeden orda dimdik duruşu kendini yine kendi kalkanıyla dikenleriyle koruyan o çaresiz can acıtıcı aç ama karnı tok yeşil şey bile yokluğunda rahatsızlık verebiliyor.
Neden bu kadar anlattım ki ben onu ?
Çünkü onun gibi olmak ,kimse tarafından şımartılmadan kendi dünyamda ama küçük çakıl taşlarım ve ayda yılda bir girilen zahmetle ayakta kalmak istiyorum bunu düşünüyor hayata geçiremediğimde imreniyorum işte ona.
Her görenin şaşıran ve beğenmediklerini belli eden bakışlarına rağmen ısrarla gözümün önünden ayırmıyorum
ders almaya çalışıyorum
gözlerimi kapatıyorum
sabırlı olmak suyun geleceği zamanı beklemek ama sükut içinde beklemek istiyorum
ben bunu şuan yapamıyorsam bir sonra ki zamanda da yapamayacağım anlamına gelmediğini de çok iyi biliyorum kendimi tanıyorum.
Bana bu kadar şey kattığın için iyi ki varsın beyaz taşlı uzun kaktüsüm J

ab-i beka

İçene ölümsüzlük veren su ab-i beka…
bu anlamı duyduğumda kim böyle bir dünyada ölümsüz olmak ister ki dedim?
Evet hayat güzelse yaşamak, kuşlar ,gökyüzü ve bunun gibi bir sürü deli saçması şey sadece mutlu olduğunda kuşların cıvıltısı kulağa hoş geliyor yada gökyüzü masmavi ve sonsuz görünüyorsa ya mutsuz olduğunda ? böyle bir denklemin içinde kim ebediyen içinden çıkamayacağını bile bile yaşamak ister ki?
Yaşamanın güzel olduğunu vurgulayanlar neden hep ikinci seçeneği gözden kaçırırlar ?
neden aslında bakmakla görmek arasında ki farkı ve olanın sadece görmenin istediklerinle ilintili olduğunu arka plana atarlar ?
İşte bende aynı şeyi yapıyorum duymak istediğim cevabı versin diye sorunun içinde cevabını veriyorum çünkü bilmek istediklerim aslında hep aklımdan geçenler yani gözlerimin baktığı ama görmekten korktuğu gerçekler…
Ölümsüzlük ölmeden daha kolay kavuşabileceğimiz en basit olgu çünkü elinden gelen hala bir çok şey var ve sen sadece görmelisin bu denklemin kısa yoldan çözümü !
Eğer bunun için o suyu içmek ve bu ona ulaşmak adına gerekiyorsa kimse buna sırt çeviremez …