5 Şubat 2009 Perşembe

Cactaceae

İnsan bir kaktüse baktığında nasıl mutlu olur ki ?
İlk radyasyon dolayısıyla evimize giren küçük dikenli çirkin bitki kaktüs …
Her gördüğümde kayıtsız kaldığım hatta zaman zaman çok gereksiz bir canlı olduğunu düşündüğüm bu bitkiye bile kanım kaynadı düşünün işte ZAMAN ,alışkanlık ,rutin göz kaymaları ilgi beklemeden orda dimdik duruşu kendini yine kendi kalkanıyla dikenleriyle koruyan o çaresiz can acıtıcı aç ama karnı tok yeşil şey bile yokluğunda rahatsızlık verebiliyor.
Neden bu kadar anlattım ki ben onu ?
Çünkü onun gibi olmak ,kimse tarafından şımartılmadan kendi dünyamda ama küçük çakıl taşlarım ve ayda yılda bir girilen zahmetle ayakta kalmak istiyorum bunu düşünüyor hayata geçiremediğimde imreniyorum işte ona.
Her görenin şaşıran ve beğenmediklerini belli eden bakışlarına rağmen ısrarla gözümün önünden ayırmıyorum
ders almaya çalışıyorum
gözlerimi kapatıyorum
sabırlı olmak suyun geleceği zamanı beklemek ama sükut içinde beklemek istiyorum
ben bunu şuan yapamıyorsam bir sonra ki zamanda da yapamayacağım anlamına gelmediğini de çok iyi biliyorum kendimi tanıyorum.
Bana bu kadar şey kattığın için iyi ki varsın beyaz taşlı uzun kaktüsüm J

Hiç yorum yok: